ZİKİR DUA TEVBE VE İSTİĞFAR BAHSİ
NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
18 - (2686) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة وأبو
عامر الأشعري وأبو
كريب. قالوا:
حدثنا أبو
أسامة عن
بريد، عن أبي بردة،
عن أبي موسى،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال "من
أحب لقاء الله،
أحب الله
لقاءه. ومن
كره لقاء
الله، كره
الله لقاءه".
{18}
Bize Ebû Bekr b. Ebî
Şeybe ile Ebû Âmir El-Eş'arî ve Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû
Usâme Bureyd den, o da Ebû Bürde'den, o da Ebû Musa'dan, o da Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti.
«Her kim Allah'a
kavuşmayı dilerse, Allah (da) ona kavuşmayı diler; ve her kim Allah'a kavuşmayı
hoş görmezse, Allah da ona kavuşmayı hoş görmez.» buyurmuşlar.
İzah:
Bu hadîsin Ubâde ve Ebû
Musa rivayetlerini Buhârî «Kitâlu'r-Rikâk»'da; Ubâde rivayetini Tirmiz
kitâbu'z-Zühd ve Kitâbu'l-Cenâiz'de tahric etmişlerdir.
Bu rivâyetlerdeki hoşlanmama
tâbirinden anlaşılan mânâ: Son nefesdeki tevbenin kabul edilmiyeceğidir. Çünkü
o anda artık her insana öldükten sonra varacağı yer bildirilir. Saadete
kavuşacak olanlar bir an evvel ölümü ve Allah'a kavuşmayı, bu suretle Allah'ın
kendilerine ihsan edeceği nimetlere nail olmayı arzu ederler. Allah da onlara
kavuşmayı diler. Yani onlara bol bol ihsan ve ikramda bulunur. Cehenneme
gidecek olanlar ise varacakları yerin şiddet ve azabını bildikleri için Allah'a
kavuşmayı istemezler. Allah da onlara kavuşmayı istemez. Bunun mânâsı: Onları
rahmetinden ve ikramından uzaklaştırır; ama bunu kendilerine murad etmez
demektir.
Haşrece: Nefesin
göğüsde kalkıp konmasıdır.